27 Nisan 2013 Cumartesi



Keşfetmeye Hazır olun!

  Baharla birlikte güneş nihayet yüzünü göstermeye başladı. Şu sıralar insanlarda işlerine karşı bir motivasyon eksikliği, isteksizlik, bezginlik bıkkınlık, şuursuzluk gibi çeşitli semptomlar gözlemliyorum. Üzerinizdeki bu ölü toprağını atmak ve yeniden canlanmak için size tavsiyem klavyenizin tuşlarını söküp temizlemeniz.  
   Ben belli aralıklarla bu işlemi yapıyorum ve her seferinde yeni ufuklara yelken açıyorum. Bakalım siz ne gibi sürprizlerle karşılaşacaksınız. İlk kez deneyecekseniz tuşların altındaki dünya sizi çok şaşırtacaktır. Bu şok çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir bu yüzden kalp rahatsızlığı olanlar lütfen bunu denemesin. 
   Klavyenizin altındaki habitatın hayret verici ve bir o kadar da tehlikeli dünyasına kısa bir yolcuk yapmak isteyen, araştırmaya hevesli genç dimağlar ise yalnızca yetişkinlerin eşliğinde bu dünyaya adım atmalıdır. Körpe zihinlerin erken yaşta böyle bir travma yaşamasını istemeyiz. 

20 Nisan 2013 Cumartesi


Anı Ölümsüzleştirelim...

  Bir etkinlik, konuşma veya konferans sırasında televizyonuyla resim çekmeye çalışan insanlar dikkatimi dağıtıyor. Kimileri resim çekmekten fırsat bulup konuşmayı dinlemiyor üzerine birde başkasına engel oluyor. Anı ölümsüzleştirdin, Aferin! Peki ne yapacaksın çektiğin o binlerce fotoğrafı. Bunları bastırıp odana poster mi yapacaksın yoksa sabit diskine yükleyip bir daha yüzüne bakmayacak mısın? Ama bir dakika bu kocaman alete tonla para verdin ve resim çekmek bedava. Nihayet taşlar yerine oturuyor:))
   Fotoğraf çekilmesin demiyorum elbette, Konuşma bitsin öyle çek. Yok ille de çekicem diyosan kenarda çek. Retina display'ini bizim retinamızdan uzak tut.
  Bence bir kaç yıla kalmaz bu görgüsüzlük sayılacak ve yine yazılı olmayan nezaket kuralları içine girecek. Bundan sonra bu iş kabalık olacak belki ama bugün bir düşünsen farkına varacaksın. Kimin ne söylediği önemli değil, Nezaket insanın içindedir.

14 Nisan 2013 Pazar


Metrobüs Dosyası - Bölüm 1; Tavsiyeler


1- Gözlem yap: Hangi kapının nerede açılacağına dikkat et! Boş metrobüs için tetikte ol.

2- Yere sağlam bas: zira sürü çok heyecanlı olabilir, Masai nehrini geçmeye çalışan antiloplar gibi sürünün seni götürmesine izin verme.

3-Stratejini belirle: Bindikten sonra ne yapacağını bilmiyorsan binmiş olmanın bir önemi yok.

4- Ters gitmeye alış: çünkü bu koltuklara talep az. Ayrıca yer verdiğin insan, "ben ters gidemiyom." diyebilir, oh lala:)

5-Sürprizlere alış: Metrobüs yolda kalabilir, bu durumda metrobüsü itmeye çalışan insanlara rastlanabilir. Evet İtenler Türk çünkü güçlü bir milletiz.

6-Gerçeklerle yüzleş: ara duraklarda bazen hiçbir taktik işe yaramaz.

7-Zevk al: metrobüs boş ise.

8-Allah akıl fikir versin: Asfalt yol yapıp sürekli yenilemek yerine 2 adet geniş beton şerit yapmayan belediyeye. Ayy rant azaldı eyvah!

9-Asla başkasına yer tutma: insanlar artık ilk duraklarda oturabilmek için gerekirse 10-15 dakika beklemeye razı oluyor, onca itiş kakışın ardından tam oturacak, birisi arkadaşına yer tutmuş. Arkadaşına ayırdığın koltuğa oturur senide oradan kaldırırlar, dikkat! Orası rezerveymiş Restaurant mı lan burası:) 

10-Kayıtsız Kalma: Yer vereceğin insanın ille de yaşlı çocuklu engelli olmasına gerek yok. Ara sıra çok yorgun, uykusuz, morali bozuk birine yada bir çocuğa yer vermek de güzeldir. Tüm gönülleri fetheder.

11-Kararlı ol: gideceğin yere varacağına inan, vazgeçme. Binipde inemeyenler var mesela. İnanır mısın azizim, adam artık vazgeçmiş. Kabullenmiş resmen durumu, metrobüste yaşıyor. Saç sakal birbirine karışmış. Ara sıra karşılaşıyoruz sabahları...

12-Sevgili ol: Ana duraktan binmenize rağmen çok yaşlı olmanıza hürmet ederek, sırtında 10 kiloluk çanta ile size yer veren bir genç olursa ve bir sonraki durakta inecekseniz o koltuğa oturmayın lütfen ve biraz olsun insanları sevin.

13-Dikkatli ol; metrobüse bir platform üzerinden bindiğin için yan aynalar kolayca kafana çarpabilir. Uzun zamandır dikkatimi çekiyor. Ne yazık ki böyle bir olay yaşanmış http://sozcu.com.tr/2013/gundem/metrobus-serkani-bu-hale-getirdi.html

14-Vefalı ol: Biri annene, kız arkadaşına yada eşine yer vermişse, yan koltuk boşalınca sana yer verene öncelik tanı yada nezaketen bir sor.

15-Düşünceli ol: inenlere öncelik tanı. Sen bir sonrakine de binebilirsin ama inecek adam durağı mı kaçırsın yahu!

16-Adam ol: Topsuz alanda 2'li mücadeleye girme, ağzını burnu kıralar bir gün.

17-Saygılı ol: Yüksek sesle konuşma , otobüste kulaklık tak ama 2+1 ses sistemi kullanma.

18-Dua et; Metrobüs sol şeritlere ve birbirine zıt yönlü olduğu için kazalar daha riskli.

19-Küfür et; ama içinden kibarlığından ödün verme.

20-Şükret; çünkü metrobüsün üzerinde değilsin, en azından şimdilik.

21-Kabullen: deprem gibi metrobüsle de yaşamayı öğren çünkü bu gelip geçici bir heves değil.

22-Tavsiye al: 2. kapının arkasındaki ters koltuklar oturmak için en uygun olanı çünkü bu ters koltuklara kimse için öncelikli değil. Mercedeslerde 2. kapının yeri 2 modelde de değişmiyor ayrıca bu kapıdan ters koltuklara ulaşmak 3. kapıya göre daha kolay.

23-Uyar lütfen: terbiyesizliğe ve saygısızlığa mahal verme.

24-İnsan olduğunu unutma: Kıçını yere koyabilmek için insanları itip kakmak ve haksız yere elde ettiği bu başarıyı zafer sanmak ahmaklıktan başka bişey değil.

25-İlk ve son kapılardan uzak dur: İlk ve son kapılarda gidilecek tek yön olduğu için buralarda insan debisi düşük olur, şansın azalır. Hayatına heyecan katmak istiyorsan tercihin bu kapılar olmalı.

26-Çiftlerden uzak dur: Önünde birbirini tanıyan 2 yada daha fazla insan varsa, kalabalık içinde yaptıkları senkronize olmayan hareketler senin stratejini olumsuz etkileyebilir.

27-Uçamayan Hollandalılardan uzak dur: Bunu tasarlayan ekibin evi Beylikdüzünde, ofisi Söğütlüçeşme'ye taşınır inşallah. Bu ne biçim tasarım nasıl bir mühendislik lan!

28- Kirlenmek güzeldir: Hollandalı'nın tekerlek üstündeki platformunda oturup, ayağını aşağıya sarkıtan terbiyesiz insancıkların ayakkabısı doğal olarak oradan geçmeye çalışan insanların üzerini kirletiyor.

29-Dişini sık: Ama kırma:)

30-Kendini geliştir; Daima Yeni taktikler dene, başarı hikayelerinden ders çıkar, oturmayı başaranları analiz et, notlar al ve en önemlisi de binmeye ve oturmaya olan inancını asla yitirme.

31-Aza kanaat et; Boş metrobüse binince bulduğun ilk müsait koltuğa otur. Uzun mesafeli düz koşular yerine çapraz koşular yapıp defansın arkasına sarkmaya çalış yoksa ofsayta düşer ayakta kalırsın. Sonra bir sağa bir sola bakıp komik duruma düşersin.

32-Doğru zamanı bekle; İlk duraklarda oturamayacağını anladığında o metrobüse binme pisti pas geç.

33-Kenardan dolaş; Yine ilk duraklarda kapıların açılacağı yerlerde kümelenmiş hilal takdiği uygulayan kalabalığı yarma hareketi yapma kenardan dolaş.

34- Olmuyorsa zorlama; Bindiğinde kapılar kapanmıyorsa zorlama çünkü bütün trafiği mahvediyorsun. Kolaylıkla öfkeli kalabalığın hedefi olabilirsin. Dışarıda giderim aksiyon olur diyorsan vazgeç burası melekler şehri değil. İnatçı leke misali söker atarlar Alimallah!

35-Klişelere yakın dur; Orta kısımlara doğru ilerleyin çünkü az önce de siz binmeye çalışıyordunuz. Bkz. empati kurmak.

36-Hazırlan; İnmeye yakın kapıya yaklaş, ilk anda inemezsen binmeye çalışanların tsunami dalgasına karşı koyman pek mümkün değil. 

37-Düğmeye basmayı unutma; Metrobüs bu metro değil, inmek için düğmeye bas, tabi "Kaptaaağn orta kapıı" diye haykırmak istiyorsan o başka.

38-Leoparın kuyruğunu tutma, Tuttuysan bırakma: Bindin ve oturamadın diye inip sıradaki insanların önüne geçme. İnmeyi düşünüyorsan hiç binme yada sıranın arkasına geç. Açık ara en sinir bozucu durumdur bu.

39-Duraklarda sigara içme; Hem yasak hem de büyük saygısızlık

40-İlham al; Boş metrobüs görmüş vatandaşın tarifsiz coşkusundan.

41-Şanslı olduğunu unutma: 33 duraktan üçü için aktarma yapıp para üstü alabilir, Birikimlerinizle kendinize sakız alabilir yada birkaç arkadaş birleşip simite, poğaçaya girebilirsiniz. 

7 Nisan 2013 Pazar



   Evladım, Bu çocuğu da oynatın!


  Facebook'un en güzel tarafı şu, onlaca insanı kolayca organize edip kitlesel yastık ve kartopu savaşları düzenleyebiliyor olmanız. Bir Allahın kulu da demiyor ki, senin facebook'un yok sende gel savaşa. Vay arkadaş! Boşuna demiyorum bu sanal arkadaşlıklar yakın ilişkilere zarar veriyor diye.

  Yalnız bu arkadaşlar yastığın içine taş mı koymuş ne, o ne biçim yastık savurma öyle. Gavura vuruyor sanki şerefsiz:) Yastık savaşına mı gelmişler kerbelayı anmaya mı belli değil.