13 Kasım 2013 Çarşamba
Zeka Testi
Gaz kaçağını çakmakla,
Balığın tazeliğini peynirle,
Elektriği çıplak elle,
Elektrik kaynağını gözlüksüz,
Güneş tutulmasını çıplak gözle,
Motosikleti kasksız,
Çevikliği, Üst geçit varken karşıya geçmek için slalom yapmakla,
Cesareti, cam silerken dışarı sarkmakla,
Güveni, duran otobüsün/tırın önünden geçmekle,
Pervasızlığı emniyet kemeri takmamakla,
Şüpheli paketi sopayla,
Yılbaşı eğlencesini Taksim'le,
Televizyon izlemeyi Acun'la,
Vatandaşı baskıyla,
Otomobili aşırı hızla,
Kamyonları aşırı yükle,
Demokrasiyi şeriatçılarla,
Aşkı parayla,
Dostlukları yalanla,
Akciğerleri sigarayla,
Test etmektir.
8 Kasım 2013 Cuma
Ben ne kadar siyasi gönderme yapmak istemesem de siyasetçilerimiz klişelere yakın durmaktan kendini alamıyor efendim. "Kızlı, erkekli" suni gündem maddelerimizden en yenisi ise, farklı cinsiyete sahip iki yada daha fazla gencin aynı evde beraber yaşaması. Başbakanımız, "Kız ve erkek çocuklar beraber kalıyor." derken hukuki olarak reşit sayılan ve tek başlarına başka bir şehirde hayatta kalabilecek olgunluğa erişmiş genç insanları kast ediyor aslında. Eğer bir başbakan devlet meselelerini bırakıp bu tip tartışmalarla halkın kafasını karıştırıyorsa, ya o ülke çok gelişmiştir ve başka derdi yoktur. Ya da çok daha büyük problemleri hasır altı ediyordur.
Neden bu kontrol mekanizmasını gençlerin kendisine yada kendi ebeveynlerine bırakmıyoruz. Dün halkın önünde el pençe durup oy isteyen insanlar bugün halka neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyecek cesarete sahip oluyor. Aslında bu önerinin üzerinde kritik yapmaya dahi lüzum görmüyorum zira ciddiye aldığım düşünülebilir:) Bu iş bazılarımıza anlamsız gelebilir ama konuyu gündeme getiren devlet adamlarının tüm Türkiye'ye hitap ettiğ unutulmamalı. Buna rağmen büyük şehirlerde bazı şeylerin farkında olamıyoruz yada her yeri ve herkesi kendi yaşadığımız çevredeki gibi zannediyoruz. Anadolu'da ki insan ne düşünüyor bilen var mı? Yada yaşadığımız şehrin kaç ilçesine gittik? Üniversitedeki ilk yılımda küçük bir Anadolu şehrindeyim, yurtta kalıyorum. Çok büyük bir bahçe içerisinde kızlar ve erkekler iki farklı binada kalıyoruz. Yurttan kampüse gitmenin tek yolu okul servisi. Fakat servis saatleri tutarsız, şoförler şuursuz, kimi zamanda hiç gelmiyorlar. Toplu taşıma zaten yok. Arkadaşların teşviki üzerine hiç adetim olmamakla birlikte çaresiz otostopa başvuruyoruz. Zaman içerisinde otostop vakaları sıklaşıyor. Tabii ki seyahatler genellikle yol boyunca karşılıklı soru cevap şeklinde geçiyor. Konu eninde sonunda kızlara geliyor ama bir şekilde geçiştiriyoruz çünkü biliyoruz ki niyet kötü.
Bir gün kamyonetine bindiğimiz adam sözü döndürdü dolaştırdı ve sonunda pişkince sordu; Yurtta kız erkek karışık mı kalıyonuz? Ne kadar sinirlendiğimi anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Etraf o kadar ıssız ki, orada insek bizi kimse almaz. Zaten zor binmişiz ama o şerefsiz adamın aracında olmak nasıl azap veriyor anlatamam. Demek ki insanlar neler düşünüyor. Vay arkadaş! Anne babalar çocuklarını ne zorluklarla okutuyor ama onların fuhuş yaptığı ima ediliyor. Şimdi bu adamın kızını okuttuğunu düşünmek abesle iştigal olur. Beynimde şimşekler çaktı ve bu iş böyle devam edemez dedim. "Evet abi, kız erkek karışık kalıyoruz. Odada 4 kişiyiz. 2 kız, 2 erkek!" Beni tanıyanlar ne kadar poker suratlı olduğumu bilir ama yanımdaki arkadaşımın gülmemek için dudaklarını ısırdığını gördüm. Adam deli gibi heyecanlandı, bıraksak üniversite sınavına girecek. O sordukça ben anlattım. Odadaki kız arkadaşlarımıza kesinlikle başka bir gözle bakmadığımızı söyledim. İnsanlara yanlış bilgi vermenin etik olmadığını biliyorum ama bu kadar mantıksızca bir şeye inanabilecek mi diye merak ettim. Fakat madalyonun öteki yüzü de var. Öğrencilerin yurt odalarında fuhuş yaptığını sanan bu yobaz adam vakti geldiğinde sandığın başına gidiyor, ancak seçim zamanı oy verme alışkanlığı olmayan bir takım insanlar bir bakmışız ki sonunda gezici olmuşlar. Onlara hayırlı geziler diliyorum. Eğer daha çok gezerlerse bu ülkenin farklı şehirlerinde yada yaşadığımız şehrin kenar mahallelerindeki insanlar neler düşünüyor, nasıl hayatlar yaşıyor, kime, neden oy veriyor, daha iyi anlayacaktır.
Öğrenci Evleri
Peki öğrenci evlerine nasıl bir müdahale olacak sorusuna yanıt İçişleri bakanı, Muammer Güler'den geldi. Müfettişler denetleyecekmiş öğrenci evlerini. Peki müfettiş kızlı erkekli kalınan bir evi bulsa, bu öğrencilerde diyelim ki başbakanımızın anlattığı gibi ailelerinden habersiz kalıyorsa. Müfettişlerin gençlere tehdit yada şantaj yapmayacağını kim garanti edebilir. Benim aklımda bazı sorular var;
Şimdi diyelim ki, ben yalnız yaşayan teyzemin kızına gidemeyecek miyim yada halamın kızı bana gelmeyecek mi?
Bu denetimlerin sıklığı ne olacak? Nöbet mi tutulacak? Dairelerin önünde Kamera mı olacak?
Silah eğitimi verilen yerler öğrenci evi değilde örgüt evi / hücre evi olmasın?
(Silah eğitiminden kasıt bilgisayar oyunlarıysa haklı olabilirler:)
Peki cemaat evlerini kim denetleyecek?
Ben ailemle yaşadığım adresi polise ihbar edip desem ki, bu evde kızlı erkekli kalıyorlar ne derler acaba?
Başbakanın, "Sen anne olarak kızının başka erkeklerle kalmasına izin verir miydin? diye sorduğu muhabir, "Ben izin veriyorum ama başbakanımız izin vermiyor" dese muhabirin kızına ayrıcalık sağlanır mıydı:)
Öğrenci olmazsak kızlı, erkekli yaşayabiliyor muyuz?
Erkek ve kız öğrenciler bir araya gelince sevişir diye korkanlar, erkelerin ve kızların ayrı ayrı kaldığı öğrenci evlerinde gay ve lezbiyen ilişki yaşanmaması için de önlem almaları gerekmez mi?
Açık öğretim fakültesi öğrencileri de bu uygulamaya dahil mi? Bence onlarda dahil edilmeli sonuçta diplomada açık öğretim yazmıyormuş, öyle söylüyorlar.
Önümüzdeki Projeler
Hem muhafazakar demokrat toplumda açık öğretimde ne oluyor arkadaş! bu kişiler girecek dersleri olmadığından kızlı, erkekli geziyor olabilir. Allah korusun, sınavlarda önlü arkalı oturuyor olabilirler. En kısa sürede açık öğretim fakülteleri kapatılmalı. Yani kapalı eğitim verilmeli. (Dikkat kelime esprisi, sakın evde denemeyin)
Meclisteki başlar, varsa kuru bir bezle yoksa nemli bir havluyla kapatılmalı. (Kişi inancı yada alışkanlığı gereği kimsenin baskısı olmadan yada propaganda malzemesi yapmadan başını örtüyorsa elbette her yere girsin...)
Açık kapılar kapatılmalı içeri soğuk havanın girmesi engellenmeli, böylece enerji tasarrufu sağlanmalı.
Açık yeşil, renk kartelalarından derhal kaldırılmalı. Yalnızca yeşil yada koyu yeşil kullanılmalı. Hadi bide cami yeşili...
Açık tribünlerin üzeri kapatılmalı, yanlış anlamayın taraftar güneşten, yağmurdan etkilenmesin.
Bu açıklar tez zamanda kapatılsın ama sadece 2013 yılının ilk 7 ayındaki cari açık 55 milyar dolar olmuş. Onu kim kapatsın...
5 Kasım 2013 Salı
Beynimi Kurcalayan 10 Büyük Soru
*Mikroplar da, başka mikropları kapıp hastalanır mı?
*Gökdelenlerin en üst katlarındaki pencelerden sinek giriyor mu?
*Bankacılar evde, emlakçılar ofiste "Monopoly" oynuyor mu?
*Diet Kola ve mentos tepkimesini, mentos kıtlayarak kola içen bir Türk mü keşfetti?
*Ufo (infrared ısıtıcı) ışıkla ısıtıyorsa ayna kaplı küçük bir odada bize daha yüksek sıcaklık verir mi? Evet termodinamikten haberim var ama ya tutarsa:))
*Peki bu ısıtıcının önüne mercek koysak ışığı odaklayıp eşyaları yakabilir mi?
*İş görüşmesi yaptığım insan kaynakları uzmanlarını kim işe almış?
*Işıktan hızlı hareket edebiliseydik, gölgemizden de hızlı mı olurduk?
*Dünyanın katmanlarını ne ile ölçüp kesitini çizdik?
*Doktor Oetker reklamındaki kızın babası böyle pasta yapmayı nereden öğrenmiş?
3 Kasım 2013 Pazar
Yıllar Geçiyor, Fark Etme Sende!
- Bitter çikolatayı daha çok sevmeye başladıysanız,
- Büyük şehirden sıkıldıysanız,
- Çaya şeker, yemeğe tuz atmamaya başladıysanız,
- En yeni elektronik cihazları nereden açacağınızı uzun uzun düşünüyorsanız,
- Daha kalın giyinmeye başladıysanız,
- Park ve Bahçeleri daha sık ziyaret ediyorsanız,
- Erkenden uyumaya başladıysanız,
- Haksızlıklara karşı daha cesursanız,
- Sabahleyin olmanız gereken yerde ilk hazır bulunan sizseniz,
- Çok konuşmaya başladıysanız,
- Yaşınız sorulduğunda iki kez düşünüyorsanız,
- Kendinizi yalnız hissediyorsanız,
- Eski bayramları özlüyorsanız, bir öncekini bile:)
- Etrafınızın çayır çimen olduğunu hatırlıyorsanız,
- Daha çok ağaç dikmeye yada bahçeyle uğraşmaya başladıysanız,
- Çok şikayet etmeye başladıysanız,
- Kendinizden sonraki kuşaktan memnun değilseniz,
- Eski günlerin daha güzel olduğunu düşünüyorsanız,
- Bir işe başlamak için çok üşeniyorsanız,
- Doktora daha sık gitmeye başladıysanız
- Anlamsız bir iş için fazla hevesliyseniz,
- Haberleri ve gazeteyi daha sıkı takip ediyorsanız,
- Daha çok çay içmeye başladıysanız,
- Hangi bitkilerin nelere faydalı olduğunu öğrenmekten kendinizi alamıyorsanız,
- Kozmetik ürünler için daha çok para harcıyorsanız,
- İnsanların neden savaştıklarını daha iyi anlamaya başladıysanız,,
- Verdiğiniz kararlardan daha kolay vazgeçmeye başladıysanız,
- Yemekten sonra uykunuz geliyorsa,
- Kendinize yeni uğraşlar arıyorsanız,
- Yapmadığınız şeyler için pişmanlık duyuyorsanız,
- Bilmece, bulmacaya ve fıkraya merak sardıysanız,
- Eskiye nazaran daha pervasızsanız,
- Her şeye söylenmeye başladıysanız,
- Kendinizi yorgun hissediyorsanız,
- İzlediğiniz çizgi filmleri başkaları hatırlamıyorsa, yada çizgi film izlememişseniz:)
- Başarısız olsanız da sürekli espri yapmaya çalışmaktan vazgeçmiyorsanız,
- Çevrenizdeki sorunlara daha duyarlı yaklaşıyorsanız,
- Sokak hayvanlarına yem ve su vermeyi ihmal etmiyorsanız,
- Şiir yazmaya başladıysanız,
- Anlamını bilmediğiniz kelimelerin sayısı artıyorsa,
- Küfürlü konuşmanız insanlara itici yerine sempatik geliyorsa,
- Dini vecibeleriniz konusunda daha hassas davranıyorsanız,
- Sevdiğiniz alışkanlıklarınız anlamsız gelmeye başlıyorsa,
- Radyoda sevdiğiniz müzikleri bulmakta zorlanıyorsanız,
- Çok sayıda kedi besliyorsanız,
- Klişelere yakın duruyorsanız:)
- Çocukları eskisinden daha çok seviyorsanız,
- Küçük çocukların zekası sizi hayrete düşürüyorsa,
- Kendinizden çok başkalarını düşünmeye başladıysanız,
- Dünün yarından daha güzel olduğunu düşünmeye başladıysanız,
- İçinizdeki büyük işler yapma arzusundan vazgeçmek üzereyseniz...
Ya yaşlanıyorsunuz yada büyüyorsunuz demektir.
1 Kasım 2013 Cuma
Yaman Çelişkiler Part-2
*Doğada sayısız çeşit zehirli bitkinin var olduğu
bilindiği halde doğal olan her bitki ve baharatın faydalı olduğunu sanmak.
*Temizlik ve hijyen malzemelerinin doğayı feci şekilde kirletiyor olması.
*Tarihte ezilen halkların
eline güç geçtiğinde onların da başkalarını ezmeye çalışması.
* Her bir şeyi yapıştırabilen en güçlü yapıştırıcıların kendi ambalajlarına yapışmıyor olması:)
*90 yıl sonra, artık baş
örtüsü takmamanın değil, baş örtüsü takmanın özgürlük olması.
*Tuvaletin kapısının kitli
olduğunu anladıktan sonra içeridekine "dolu mu?" diye sorulması.
*Ne kadar barışçıl olsanız da bazen kavganın kaçınılmaz olması.
*Metrobüs'ün tahsisli yoldan, Marmaray'ın ise tünelden geçmesi sebebiyle bildiğimiz otobüs ve trenin, uzay mekiği gibi lanse edilmesi. Başbakan; İmdat frenini çekip Marmaray'ı durduruyorlar:)
*Türk kahvesinin Türkiye'de yetişen bir kahve çekirdeği cinsi değilde yalnızca bir pişirme yöntemi olmasına rağmen yabancılara karşı övünç kaynağımız olması. Yani neredeyse her çeşit kahve çekirdeğinden yapmak mümkündür. Acayip lezzetlidir o ayrı.
*İnsanların binlerce yıl önce kendisine hizmet etmesi için evcilleştirdiği hayvanlara bugün evcil hayvan sahiplerinin hizmet ediyor olması.
*Futbol, tenis, masa tenisi, buz hokeyi,kriket gibi sporlarda uzun yıllardır milli takım başarısı olmayan ingilizlerin bu sporları kendilerinin icat etmiş olmaları.
*Dışarıda yediğimiz yemeklerin tamamına yakınını erkeklerin pişirdiğini yada hazırladığını gördüğümüz halde yemek yapan erkeğe ufo muamelesi yaparak hayretler içerisinde kalmak.
*Hayatında parmağına seçim boyası sürülmemiş birtakım insanların, gezi eylemleri sırasında demokrasiye karşı duyduğu özlemi polise taş ve havai fişek atarak belirtmesi.
*Kadınların meta olmasına karşı çıkan femen üyelerinin eylemlerinde son sözü daima memelerin söylemesi.
*Futbolu sevmeyenlerin top ile sporcu sayısı arasındaki orantıya (1/22 ) göre sporun kalitesini belirlemeye çalışması.
*Her milli bayramda devlet
büyüklerinin baş ağrısı çekmesi.
*Çoçukken neredeyse bütün
arkadaşların astronot olmayı istemesi fakat büyünce neredeyse hiç:) astronot
arkadaşımızın olmaması. Neden vazgeçtiler acaba?:) Türklerin Astronot, Kozmonot,
Taykonot yada Spasyonot olamayacağını öğrenmiş olabilirler. İsme takılmayalım Gökmen olmakta havalıdır.
*Kurban bayramına vahşet
diyenlerin bir kısmının bayramda et ikram edilen tabağın dibini sıyırması.
*Diğer sporlar insanları sağlıklı ve zinde tutuyorken Profesyonel Boks'un sağlığı tehdit eden bir spor olması.
*Her yıl İstanbulun üzerinden Kartal, Şahin, Atmaca, Leylek
gibi bir çok göçmen kuş sürüsü geçtiği halde kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmak
yerine kafayı telefona eğip kedi videosu izlemek.
*Kuran'da geçen her ismin olumlu bir anlam taşıdığını düşünüp
çocuklara manasız isimler koymak.
*Saçın görünmesini
engellemek için türban takanların, türbanın kabul görmediği yerde onun üzerine
peruk takması. Fakat direkt saçın üzerine değil türbanın üzerine:)
*Baş örtüsü takan herkesi
geri kafalı yada Atatürk düşmanı zannetmek.
*İnsanların inançlarını
doğduğu ailenin belirlemesi, çok az insanın farklı inançları araştırıp yatay
geçiş yapması.
*Aslında bütün semavi dinleri neredeyse aynı olması hatta semavi olmayan bazı dinlerin felsefesinin bunlarla çok benzer olmasına rağmen farklı din ve mezheplere aşırı derecede ön yargı beslemek.
*Yalnızca Arapça harflerin
okunuşunun öğretilip, metnin anlamının öğretilmediği bu yüzden zaman kaybından
başka bir şey olmayan Kuran kurslarının sayısının hızla artması.
*Türkiye'de inandığı dinin kitabını okumuş çok az insan olması, buna rağmen okuyucuların büyük çoğunluğunun daha çok sevap kazanmak uğruna anlamadıkları bir dilde bu işlemi gerçekleştirerek yalnızca bu işi yapmış olmak için yapmaları. Görev tamamlandı / Mission Complete!
*İslam ile terörü aynı cümle içerisinde kullanmak oldukça anlamsızken biçok islami terör örgütünün varolması.
*Ateşli silahlarla avlanmanın hayvana kaçma şansı tanımayarak, haksız avantaj
yarattığı halde bu tip avcıların kendini sporcu zannetmesi hatta kendileriyle
gurur duyması.
*Bazı hayvanat bahçelerinde kafese kapatılan hayvanları ziyaret ederek, Yunus gösterisi, sirk gibi hayvanlara binbir çeşit eziyetin yapıldığı yerlere çocukları götürerek onlara hayvan sevgisi aşılamak. Zahmet etmeyin sizin sevginiz yeter onlara...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)