Selam Dünyalı biz
dostuz...
Şimdi
selam nedir? kime verilir? bıdı bıdı diye uzatmayayım bu kısmı bilmeyen
yoktur. Lakin bir çok konuda olduğu gibi selamlaşma konusunda da
neyi niye yaptığımızı bilmiyoruz.
Kim kime selam vermeli
Yaşça
küçük olan büyük olana,
Sayıca az olanlar çok olanlara,
Erkek
kadına,
At, bisiklet, kaykay, scooter üzerinde olan yürüyene,
Yürüyen
oturuna,
Ayakta
olan oturana,
Sonra
herkes uşağa!
Selamlaşma şekilleri
genel olarak ikiye ayrılır sözlü ve uygulamalı
A) Sözlü Selamlaşma
Selamunaleyküm
popüler bir selam şekli fakat ofiste sınıfta falan söyleyen
olursa bazen içimden bazen dışımdan "Kahvehane mi lan burası!" diyorum.
Anlamı Allah'ın selamı üzerine olsun demek, ki çok güzel bir
anlamı var. Fakat bunu öyle kötü şekillerde dile getiriyorlar ki anlamını yitiriyor. "İyide diğer selamlar Allah'ın selamı değil mi?
Neden ısrarla Arapça bir selam veriyorsun şimdi" deyince
yüzüme boş boş bakılıyor. Merhaba da farsça kökenli bir
sözcük ama Türkçeleşmiş. Anlamı "Benden sana zarar
gelmez". Çok güzel bir sözcük. Yazlnızca "selam"
demek de iyi bir alternatif olabilir. Hey, hoy, höyt, hi,
panpişler, cancişler, panpalar, baboşlar, godoşlar gibi
zırvalıklar da son zamanlarda bir hayli popüler oldu.
B)
Uygulamalı Selamlaşma
1-Göz
kırpma: Sık görüşülen insanların yanından geçerken konuşmaya
fırsat yada gerek yoksa kullanılabilir. 90'larda ki kadar popüler
değil ama klişeliğini korumakta.
2-El
selamı: Uzaktaki birine selam vermek için idealdir. Dirsek 90 derece açı
yapacak şekilde el kafa hizası yada üzerinde tutularak yapılır.
Selamı alan kişi ya aynı hareketi yapar yada sağ elini göğüsüne
koyup başını yan yatır. Bu hareket "eyvallah gözümsün"
anlamına gelir. İç anadolu da sık görülür.
3-
Tokalaşma: Evrensel bir selamlaşma biçimidir çok fazla çeşidi
vardır.
a)Klasik
tokalaşma; Sağ el ile yapılır. Karşılıklı olarak kavranan
eller bir kaç saniye boyunca hafifçe yukarı aşağı sallanır. Yaşlı –
gence, sosyal statü, rütbe, kıdem olarak yüksek olan düşük olana, kadın -
erkeğe önce elini uzatmalıdır. Mesela bir iş görüşmesine
gitmişsek önce karşımızdakinin elini uzatmasını bekleriz. Başörtülü kadınlarından kimi tokalaşmaktan kaçınmazken kimisi de
uzatılan eli havada bırakabiliyor. Ancak buradaki hata önce kadının el uzatmasını beklemeyen sazan hemcinsimde. Aynı şekilde düşünmeyebilirsin ama tercihlere saygı duymak gerekir. Ayrıca
eldiven ile tokalaşmak kabalık sayılır. Kemikleri kırmayacak biçimde tatlı sert bir tokalaşma idealdir. Sizi güçlü gösterir. Bunu yapan kişi +10 puan ile başlar.
b)
Uzun tokalaşma: Kenetlenmiş eller uzun uzun sallanır. Genellikle
ellerden biri gitmek ister fakat diğer el buna müsade etmez.
Samimiyetten yoksundur. Selamlaşmadan çok vedalarda ve kurban
pazarlığında kullanılır.
c)Bilekten
tokalaşma: Biri selam vermek için elini uzatmışsa ve
karşısındakinin eli kirliyse nezaket gereği karşısındakinin
eli havada kalmasın ve kirlenmesin ister. Bu yüzden bileğini
uzatır. Hoş bir davranıştır. Daha çok sanayi sitelerinde ve
fabrikalarda görülür.
d)
Çift el tokalaşma: Sandöviç dediğimiz bu stil Türkiye'de daha çok
muhafazakar insanların tercih ettiği bir selamlaşmadır, fakat bu
da evrenseldir. Samimiyet vurgusu yapılmak istenir. Karşı cinse
uzun süreli uygulandığında sıkıntıya sebep olur. Nadir de
olsa sandöviç tokalaşmaya çift elle karşılık verende olur. Çok
komiktir, tadından yenmez.
e) Bilek güreşi stili: Daha çok spor müsabakalarında ve aksiyon filmlerinde görülür. Daha çok erkek erkeğe selamlaşmalarda kullanılır.
f) Görgüsüz kız stili: Amiyane tabirle tiki kız stili. Bu stil son yıllarda moda oldu. Baş parmak yapışık vaziyette geriye kalan 4 parmağının ucu ile tokalaşmaya çalışmaktır. Son derece münasebetsiz bir tavırdır. Bunu yapan kızlar aynı zamanda kafa tokuşturan erkeklerin gözdesidir.
Kucaklaşma; Evrenseldir, fakat sırt sıvazlama bize özgüdür sanırım, çünkü
sırta yapılan pıt pıt hareketinden habersiz bir çok yabancı
arkadaşım bunu benden öğrendi:) selamlaşmalarda olduğu gibi
vedalarda da kullanılır.
Enseye şaplak: Gençlerin
ve kendini genç hisseden erkeklerin tercihidir. Kızgın kumlardan
serin sulara atlamaktır bu, yani klişenin ta kendisidir. Bu alışkanlığın İlk olarak orta Asya steplerinde ortaya çıktığına dair bilinen bir kanı olsa da bu bilgi henüz doğrulanamamıştır. Bir rivayete göre Orhun kitabelerinde enseye şaplaktan söz edilmektedir. Tarih boyunca Türk kavimleri geçtiği coğrafyalara bu alışkanlık dönem dönem görülmüştür. Sonraki yıllarda enseye şaplak, göze parmakla birlikte kullanılmaya başlamıştır. Böylece samimiyet vurgusu yapılmak istense de bu selamlamaya tokat ile karşılık verilmesi yerinde bir tavırdır.
Yanak
değdirme: Yine evrensel bir selamlaşma biçimidir. Ülkemizde de
çok sık kullanılır tokalaşma ile birlikte kullanılması tavsiye
edilir.
Sesli
yanak değdirme: Yanaktan öpmenin evrimleşmesi ile oluşmuştur.
Yanak değdirirken öpüyormuş gibi bir muck sesi çıkartılır.
Samimi değildir ama kötü bir niyet yoktur.
Burun Sürtme: Yeni Zellanda'nın Maori yerlilerinin tercihidir. Çok içten olmasına karşın temas çok azdır. Bu yüzden pek kullanmasam da favorimdir. Bebekleri Maori stilinde selamlarım.
Eğilme: Uzak doğu kültüründe yaygındır, karizmatiktir.
Yanaktan
öpme: Daha çok aile arasında ve çiftler arasında görülür. Islak olmadığı sürece iyi ve samimidir. Birkaç sene önce hiç tanımadığım birine yanağımı değdirirken o
öperek karşılık verince yanak değdirmenin ne kadar samimiyetsiz
olduğunu ilk o zaman fark edip utanmıştım. Yine de benim için
yanak değdirme kadar öncelikli değildir.
El
öpme: Yaşlı insanlara yapılması makbuldür. Öpermiş gibi
ağızla yapıp öpücük efekti yapmak ve çeneyi ele değdirmek
yada kendi başparmağınız öpmek gibi alternatifleri vardır.
Ancak annemin her zaman söylediği gibi "El öpmekle dudak
aşınmaz". Öpüldükten sonra el alına değdirilerek işlem
tamamlanır. Batı medeniyetinde ise bekar kadınların elinin
öpülmesi gibi eski bir alışkanlık olsa da aslında burada el
öpülmez arada çok küçük bir mesafe bırakılır.
Dudaktan öpme; Rus erkeklerinin selamlaşma şeklidir.
Alından öpme: Daha çok erkeklerin kadınlara ve kız çocuklarına karşı yaptığı selamlaşmadır. Oldukça naif bir selamlaşmadır. Evrenseldir ancak ülkemizde eskisi kadar popüler değildir.

Kafa
tokuşturmak: Daha çok hayvanlarla özdeşleştirilse de günümüz
Türkiye'sin de ülkücülerin ve ergenlik dönemindeki erkeklerin en sık tercih ettiği selamlaşma
biçimidir. Toplumun her kesimine hızla yayılmaktadır. Aynı zamanda bu yazıyı yazma sebebimdir. Siyasi sembol olmaktan çıkıp bu kadar yaygın hale gelmesinin temel sebebi ise tırnak içerisinde erkek kişilerin yanak değdirmekten tahrik olmasını önlemektir. Yanak değdirmeye göre avantajı vücudun daha az bölgesinin temas etmesidir. Dezavantajı ise bitlenme ve pirelenme
riski değil modern insana yani Homo sapiens sapiens 'e yakışmayan
bir davranış olmasıdır kanımca. Bana bu şekilde selam veren bir
kız bile vardı. Karşınızdaki insanla bir daha görüşmek
istemiyorsanız tercihiniz kesinlikle kafa tokuşturmak olmalıdır.
Sanırım bu kızda aynısını yapmaya çalışıyodu zira
kendisiyle bir daha kafa tokuşturma ritüeli yapmadık:)
Şapka çıkartma: Havalıdır, havadardır.
İzci
selamı, asker selamı, yerlilerin selamları yada yukarıdaki
selamlaşma örnekleri, tercihin pek önemi yok aslında önemli olan
karşımızdakini görmezden gelmemek. Nazi selamı hariç...