25 Temmuz 2013 Perşembe




Oruç

  Dilimize farsçadan giren rôcik sözcüğünün Türkçedeki söyleniş biçimidir. Yalnızca İslam inancında değil Yahudilik ve Hristiyanlıkla birlikte bütün semavi dinlerde ve semavi olmayan birçok dinde oruç kavramı vardır. Kuralları her inanca göre farklılıklar gösterir.
   
  Çocukluğumda iftar saatini pek çok zaman televizyondan takip eder, İstanbul potaya girmiş mi? kaç dakika var? Ankara ile aramızda şu kadar dakika var demek ki arada bilmem kaç tane meridyen var gibi hesaplar yapardım. Sanki tüm kanallar anlaşmış ve ortak yayına başlamışçasına istisnasız her kanalda "İftara doğru" adında bir program olurdu. Bende zaman zaman bu programın son 5 dakikasına denk gelirdim. Uçuşan kelebekler, çiçekler böceklerin dışında hafızamda en çok yer eden görüntü ise, inanılmaz bir çaba ve azimle nehirde yukarı çıkmaya çalışan dişi somonların ayıların kucağına düştüğü anlardır. Burada verilmek istenen mesajı halen anlayamamışımdır. Hatırladığım bir diğer şeyde bu programlarda çalan müzik. Bazen ramazan sofralarında bu müziği akapella yapmak suretiyle ağzımla çıkartıp biri bana dur diyene kadar devam ederim. Bu kişi genellikle annem olur:)

Herkesin tutuğu kendine

  Artık eskiye nazaran çok daha az insan oruç tutuyormuş. Günler uzadı, alışkanlıkları kaybettik vs. Bu tip muhabbetler yapan adamlar var. İyide kardeşim bana ne bundan. Sen tutuyormusun, bak o şu kişi tutuyor, bu tutmuyor falan. Sen neden tutuyorsun deyince de ben Allah için tutuyorum diyor. İyi de Allah'ın senin tuttuğun oruca, ibadete ihtiyacı yok ki. İnsan her şeyi kendisi için yapar. Fakat oruç ile ilgili en çok kabul edilen görüş ise fakirlerin halinden anlamaktır. Ben bu görüşe katılmıyorum. Çünkü fakir insan iftar vaktinde sofraları donatamıyor. Kendisini mükellef sofralarla ödüllendiremiyor ne yazık ki. Otellerde, şık restaurantlarda orucunu açamıyor. Birazcık empati kuruyorsak ne güzel ama fakirin halinden anlamak isteyen varsa iftarını yalnızca bir tas çorba, biraz bulgur yada bir tabak sossuz salatasız makarna ile yapsın. Fakirin halinden anlamak yan anlam. Bunu anlıyorsan ne mutlu ama bu şartlarda pek mümkün değil.

  Bende yıllardır oruç tutuyorum, sebebi ise irademi kontrol etmeye çalışmak.
Zaten yılın her günü istediğimi yiyip içiyorum ramazan ayında ise kendimi kontrol etmek için güzel bir fırsatım oluyor. Başkaları tutmuş tutmamış önümde yemek yemiş, su içmiş umrumda değil. Elbette insanlar sokakta yemek yiyecek. Oruç işini beyinde bitirmekte fayda var, yoksa ben yemiyorum sende yeme canım çeker demek ziyadesiyle saçma.

  Orucun asıl amacının fakirlerin halinden anlamak olmadığının bir diğer ispatı da cinsel birlikteliğin oruç süresince yasak olmasıdır. Fakirlik cinselliği yaşamaya engel değil ki :) Yani bütün iş iradeyle ilgili.



Diş fırçalamak orucu bozar mı?

  Şimdi dini kuralları kendime göre esnetmek istemiyorum ama ben macun ile diş fırçalamakta bir sakınca görmüyorum. Diş macunun köpüğünü yutmuyorum. Tadına bayılmıyorum. Karnımı doyurmuyor, susuzluğuma derman olmuyor. Kısaca diş macununu delicesine arzulamıyorum. Tek niyetim temizlik. Ağızda bir ferahlık ve temizlik hissi için nohuttan daha küçük bir parça macun bile yeterli olacaktır. Bakınız, Abdest alırken de ağza su alınıyor.  (*karikatür- Selçuk Erdem)


Beni öldürmeyen şey beni güçlendirir

   Böyle küçük hesaplar yapacaksak oruçluyken serinlemek için yapılan 2 saatlik duşlar daha sakıncalı bence. Hem deri yoluyla su emiyor hemde su buharı yutmuş oluyoruz, oh ferah ferah:) Güneşin oldukça dar açılar yaptığı Norveç, İzlanda gibi kuzey ülkelerinde 21 saatlik oruçların yılın başka bir zamanı kaza edilebilir diyenler var. Mantıklı da. Nefsimize hakim olalım derken insanlar sağlığından yada işlerinden, okullarından kalacaksa bunun kimseye bir faydası olmaz. Buradaki anahtar kelime; mantık.

  Velhasıl kelam orucun bana direnç kattığını ve normal zamanlarda zorluklara karşı daha çok dayanma gücü verdiğine inanıyorum. Karşıma çıkan ilk zorlukta pes etmemeyi öğretiyor bana. Yani zorluklara karşı sıradan çinko karbon pillere göre çok daha uzun süre dayanabiliyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder