15 Eylül 2014 Pazartesi

Sosyal Medya Fenomenleri Gerçek Fenomenlere Karşı!



Harlem Shake Vs. Halay
  Efendim harlem shake denilen fenomen özünde birbirini tanıyan bir grup aylak insanın bir araya gelip bir süre kamera önünde boş boş bakındıktan sonra azıp kurdurmasından ibarettir. Tahmin edildiği üzere fazla uzun sürmemiştir. Halay ise gerçek ve uzun soluklu bir fenomendir. Pek çok zaman birbirini az yada hiç tanımayan farklı din, dil, ırk ve cinsiyetten insanları barındırdığı için harlem shake'in aksine kozmopolit bir yapıya sahiptir. Klasik bir halay temel olarak birbirine tutunmuş birden çok insanın ileri geri hareketler yaparak dairesel bir yörüngede hızlanmasıyla oluşur. Halay başı bir maestro edasıyla halayın ritmini belirler ama yine de fazla gaza gelip deli gibi koşmaya başlayan insanlara hemen her halayda rastlamak mümkündür. Frekansı bozan bu tipler daha çok halayın kendi başına buyruk ve isyankar kısmıdır. Asıl amaçları bir an önce özerkliğini ilan ederek ayrı halaya çıkmaktır. Hemen akabinde uzay mekiğinden ayrılan yakıt modülü gibi usulca kayarak daha hızlı dönen bir iç halka oluştururlar. Oluşan her bir iç halkanın tepki süresi kısalırken ivmesi ve potansiyel enerjisi hızla artar. Halayı bu yapısı itibariyle siklon yada girdaba benzetmek mümkündür. Bu yapının iki önemli özelliği vardır. Birincisi nispeten daha yavaş dış halka çocukları ve garsonları iç çekirdekteki çılgınca koşanların yarattığı tehlikeden korur. Diğeri ise yeni katılımcıları kolayca bünyesine katıp kontrolsüzce büyüyebilmesidir. Hatta girmemek için ne kadar çabalasanız da sizi kolayca içine çekecektir.



Ice Bucket Challenge Vs. Dükkan Önü Sulamak
 Son zamanların sosyal medya fenomeni açık ara kafadan aşağı buzlu su dökme çılgınlığıydı. Arkadaşım manyak mısın diyemiyorsun çünkü bu hareketi ALS hastalığına farkındalık yaratacağım diyor. Peki abi bu hastalık nedir dediğinde apışık kalıyor adam. Yahu sen farkında değilsin ki suyu dökünce farkına mı varacaksın. Ünlülerin desteklediği bu fenomen hızla halka yayıldı tıpkı her trend gibi yukarıdan aşağıya doğru. Ta ki mahalledeki Cemal abi komşusu Kazım abi'ye meydan okuyana kadar. Neymiş efendim boku çıkmış artık. Elin Amerika'lısı yaparken iyi, bizim özentiler yaparken iyi ama mahalledeki göbekli amcalar yapınca tü kaka. İşin buraya varacağı belli her neyse diğer taraftan sadece hoşuma gidiyor diye bunu yapıyorum demek çok mu zor. Böyle dese -Kocaman adamsın hiç yakışıyor mu diyecekler. Desinler, neden bir şeylerin arkasına saklanma ihtiyacı duyuyoruz çünkü özgüven eksiğimiz var. Peki neden bu hareketleri milyonlarla paylaşmak istiyoruz çünkü dikkat çekmeye ihtiyacımız var. 
  Kafaya buzlu su dökmek gelip geçici bir fenomen ama dükkan önü sulamak gerçek bir fenomendir. Dünya lavlarla kaplı bir okyanusken suyun Dünyaya nasıl geldiğini, binlerce yıldır yaptığı destansı döngüyü düşünce insan hayretler içerisinde kalıyor. Birde arıtma tesislerinden göletlerden kilometrelerce yolculuk yaptıktan sonra musluklarımıza gelen su ile yol sulayan birini görünce hayretim ikiye katlanıyor. Dünyada bu kadar susuzluk varken bu coğrafyada su bol diye düşünüp akşama kadar dükkan önü sulayıp sokağı serinletmeye çalışmak süphesiz ki küresel ısınmaya karşı dünyada bir farkındalık yaratmaya çalışmaktır. Lakin ne yazık ki bu asil duruş bir türlü hak ettiği ilgiyi görememiş bir fenomen olarak hayatına devam etmekte. 



Selfie Vs. Vesikalık
  İlk kez 2002 yılında ABC'nin internet forumunda kullanılan selfie kelimesi o kadar yaygınlaştı ki 2013 yılında Oxford sözlüğüne girmeyi başardı. Bizde boş durmadık elbette kendi fotoğrafını çekme eylemine özçekim dedik. Aslına bakarsanız bu çok eski bir alışkanlık olmasına rağmen diğer güncel fenomenlerimiz gibi yükselişini sosyal medyaya borçludur.
  Şimdi efendim sosyal medyada ilk başlarda herşey güzeldi özellikle fotoğraf alanında bol bol paylaşım vardı. Acar muhabirlerin haber arayışı gibi elde kameralar sağa sola saldırırken japon turistleri kıskandıracak çeşitlilikte gördüğümüz otun bokun fotoğrafını çekiyorduk. Ne yazık ki zamanla bundanda sıkılır olduk ve paylaşacak şeylerin sayısı azalmaya başladı. Bu noktada selfie imdadımıza yetişti. Özçekimin bu denli popüler olmasının asıl sebebi kaynak yetersizliğidir yani:) En popüler özçekimlerde yalnızca kafa var böylece fazla kilolar, istenmeyen tüyler, salaş kıyafetler, dağınık odalar kolayca kadrajın dışına itiliyor. Ama yine de bunlar asgari gereklilikler. Rekabetin bu denli kızıştığı bir ortamda gidilen mekanın, yapılan aktivitenin, giyelen yada giyilmeyen kıyafetlerin de avantajı yadsınamaz. Yalnızca kızlar için değil erkekler için de durum benzer. Erkekler artık daha bakımlı. Spor yapmak hiç olmadığı kadar popüler. Bu yüzden memesini oynatan erkeklerin sayısında ciddi bir artış var:) Zaten bol makyaj, güneş gözlüğü, saç düzleştirici varken artık herkes güzel. Daya filtreyi, photoshop'u biraz dudak büküp biraz da gözleri kıstın mı tadından yenmez. 
  Cildi parlak ve pürüzsüz gösteren bilgisayar yazılımlarının, yüz tanıma teknolojisinin yanında donanım üreticileri de yüksek çözünürlüklü ön kameralar, döner ekranlar ve 21. yüzyıl bilim tekniğinin insalığa en büyük armağanı olan selfie sopasını geliştirdi.
   Bu kulvardaki gerçek fenomenimiz ise şüphesiz vesikalıktır. Bir kere daha değerlidir çünkü telefonla çekilen sınırsız sayıdaki beleş özçekimlerin aksine ücretlidir ve pahalıdır. Çekerken görmeyi bırakın sonucu alana kadar tam bir sürprizdir. Genellikle de kötü bir sürprizdir zira vesikalık fotoğrafından memnun olanı görmedim henüz. Vesikalık ciddi bir şeydir bir kere resmi belgelerde kullanılır. Bu yüzden özgeçmişlerimize özçekimlerimizi koymuyoruz en azından şimdilik:) İfadesizlik ile pişmiş kelle gibi sırıtmak arasındaki ince çizgide dengede durmak güçtür işte bu yüzden vesikalık fotomuzu sevmeyiz. Gelişen bilgisayar teknolojilerinin fotoğrafçılar tarafından rötuş adı altında photoshop'un insafsızca kullanması sonucu bu sefer de kendimize benzetmekte zorlandığımız fotoğraflar çıkmaya başladı. Hayır ben sıfırdan kendimi çizsem daha başarılı olacak. 



Kuziş Vs. Enişte
  Sosyal medyanın popüler hale getirdi bir başka fenomen ise kuzenlerdir. Özellikle yalnız gençler arasında kuzenlerle fotoğraf çekip paylaşmak yükselen trendlerden. Sevgilisi olmayan gençler hep çiçek böcek fotoğrafı çekecek değil ya arada değişiklik olsun diye çekilen kuzenli özçekimler profillere renk kattığı gibi takipçileri de şaşırtmaya yöneliktir. Beğendiğiniz kişinin sevgilisi olduğuna dair herhangi bir iz yokken bir bakmışsınız yağız bir delikanlı yılan gibi beline dolanmış kızın yada güzel bir kız hoşlandığınız genç adamla dans ediyor. Yaşama sevincinizi yitirmeyin çünkü bu kişi %95 kuziştir. Bulundukları mekan da gece kulübü değil düğün salonudur. Eşe dosta nispet yapmak adına yıllardır yüzüne bakılmayan kuzenler bile el üstünde tutulur oldu. Sosyal medyanın birleştirici gücü bu olsa gerek:) 
  Öte yandan bir fenomen var ki evlere şenlik. Enişte dediğinizi duyar gibiyim (bkz. yalandan kim ölmüş). Fazla söze gerek yok sevilsin yada sevilmesin enişteler efsanedir. Sıra dışı bir eniştesi olmayan var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder