Survivor; Ünlüler - Gönüllüler ve Gönülsüzler
Acun
sağolsun nefes aldırmıyor. Tam şu sulu zırtlak yarışmaları
bitti kurtulduk derken bir başka Acun klasiği olan Sörvayvır
başlayıverdi. Beğenmiyorsan izleme diyeceksiniz bu çok doğal bir
reaksiyon fakat benim durumum biraz farklı.
Hali
hazırda kullandığım çalışma masamı kendim yaptım. Bu masayı
kullandığım oda daha sonra evimizin oturma odası olarak
kullanılmaya başlandığında saltanatım sona ermiş oldu. Zira bu
odanın içerisinde birleştirdiğim masa o kadar büyüktü ki
kapıdan dışarı çıkartamadık. Bende çalışma masamla birlikte
oturma odasının bir parçası haline geldim. Yoğun olduğum
dönemlerde günde 18, 20 saat çalıştığım oluyor hatta bazen
bir kaç gün uyumuyorum. Güneş doğuyor, batıyor sonra tekrar
doğuyor ben aynı koltuktayım hani hızlandırılmış görüntüler
olurya aynen öyle. Bu nedenle ev ahalisi televizyonda ne izlerse
bende ona maruz kalıyorum. Artık savaşacak gücümde kalmadı bu
durumu kabullendim.
Fırsat bulursam bilgi yarışmaları, belgesel
programlar ve büyük spor organizasyonlarını takip ediyorum. Tv de
izlemeye çalıştığım tek dizi "işler güçler". Yeri gelmişken söyleyeyim, bu kadar kaliteli bir yapıma dünya televizyonlarında bile çok az rastlanır. Fazlası var eksiği yok. Behzat Ç. yi artık izlemeye fırsatım olmadığı için dinliyorum:) Bilgisayarda çizim yaparken onu da açıp fon müziği yapıyorum. Çok ilgi çekici bir şey olursa bakıyorum.
Yalnızca Belgesel İzlediğini Söyleyen Sahte Entel
Belgesel meselesini de her ortamda dile
getirmiyorum çünkü artık kime sorsan belgeselden başka birşey
izlemiyor:) Belgesel izlediğini söyleyerek reklam yapan gerizekalılar var ne yazık ki. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla kişisel reklamcılık tavan yaptı. Aldığı konser, tiyatro biletinin fotoğrafını çekip sözde paylaşım yapan var. Okuduğun kitabı gittiğin oyunu herşeyi kendin için yaparsın başkaları seni takdir etsin diye değil. Bunu yapan insancıklar tiyatroda hatta operada telefonunu yarım saat kurcalamaktan çekimenyen tipler. Kullandıkları televizyon ekranına sahip cep telefonlarının yaydığı ışığın diğerlerinin dikkatini dağıtabileceğini düşünmüyor değil yalnızca umrunda değil. Çünkü bu kısmı Twitter da paylaşmak zorunda değil. Çünkü oraya sevdiği için değil birilerine hava atmak için gelmiş. Emin olun o 7/24 belgesel izleyen adam belgeselden başka herşeyi izliyor en
çokda Acun'u. Hem belgesel izlemek ne zaman statü sembolü oldu anlamadım, trajikomik. Bu arada belgesel denince birçoğunun aklına yalnızca
doğa (hayvan) belgeseli geliyor o da çok güzel.
Acun'a
geri dönersek bu adam şüphesiz çok zeki bir adam. İnsanlara vakt-i
zamanında 3-4 saat boyunca kutuların açıldığı bir programı
izlemeye ikna ederek yada sözde ıssız bir adaya düşen bir grup insanın
birbirini yeme yarışını konu alan programları reyting rekorları
kırıyor. Eminim Acun'a kendi programını baştan sona
izletemezsiniz çünkü buna tahammül edemez. Ya o kutu açma neydi öyle yav! millet ertesi gün sağda solda kritik yapmıyor mu birde gelde delirme. Ancak Türk halkının
büyük çoğunluğunun yaptığı gibi benim ailem de seviyor bu tip
saçmalıkları. Kutu hariç tabiy ki:) Şu sıralar benim için en güzeli bunu kabullenmek ve stres yapmamak.
Bir
sonraki survivor için reytingleri arttıracak parlak bir fikrim var.
Adaya ünlüler ve gönüllülerin yanı sıra sokakta yakalanarak
adaya zorla getirilen bir grup gönülsüzün oluşturduğu bir takım
kurmak. Bu gönülsüzlerin adaya renk katacağı kanaatindeyim. Bu
renk kırmızı olmazsa iyi olur. Gönülsüzler adadan
kaçmaya çalışacak diğer yarışmacılarla kavga falan edecek,
bunları televizyonda izleyen gönülsüz yakınları adaya gelmeye
çalışacak, of of! tadından yenmez valahi. Yarışma bittiğinde bu
gönülsüzler gerçek değilmiş lağyyn! gibi söylentiler çıkacak
ve reyting sayaçları çalışmaya devam edecek:)