4 Mart 2013 Pazartesi


  Aah Face'in yok mu senin?


   Hayır arkadaşım face'im var, Facebook hesabım yok. Alamadığım için yada bana vermedikleri için değil, kafam basmadığı için de değil sadece kullanmayı tercih etmediğim için yok. Kaldı ki neden Facebook kullanmak insanı ayrıcalıklı hissettiriyor anlamadım gören de uçak kullanıyor zanneder. Yani uzun lafın kısası sevdiğim insanlarla Facebook üzerinden değil Face to face yani yüz yüze görüşmeyi mesafe uzaksa telefonla konuşup en azından sesini duymayı tercih ediyorum.Gerçek insanlarla sanal muhabbetler yapmak, resimlerin altına yazılan aptalca ve samimiyetsiz yorumları okumamak için facebook kullanmıyorum. İlkokul arkadaşını ne çok özleyen varmış. Facebookum yok ama 1.sınıftaki arkadaşımla  hergün konuşuyorum çünkü hiç ayrılmadım.

  Bu şaşkınlık ve çeşitli triplere girme hadisesi o kadar doğal bir hale geldi ki sanki insanlar doğar doğmaz kimlik kartı gibi Facebook hesabı da almak zorundaymış gibi (hoş bebeğine, köpeğine hesap açanda var.) Eğer kullanmayı tercih etmeyen birini görürsek onu uzaylı zannetmenin alemi yok sevgili dünyalı, kendisi dost olabilir önce bir dinleyelim bu zat-ı muhterem ne diyor;

  Öncelikle kişiler arasındaki yazılı iletişimin samimiyetten uzak olduğu kanaatindeyim. Jest, mimik, vurgu hatta duygu bile yok tabii smiley kullanmazsanız. Peki ben kendimi ifade etmek için neden yalnızca smiley kullanmak zorunda kalayım ki? Ben gerçek hayatta yaptığım her espriden sonra gülmüyorum ki.

Söz uçar yazı kalır

  Bu yazılı iletişim bir çok yanlış anlaşmaya sebebiyet verebilir. Normal hayatta şaka olarak söylenen bir söze insanlar alınmazken aynı şakayı yazıya döktüğünüzde durum çok başka bir hal alıyor. Bu tamamen karşınızdakinin ruh haliyle ve onu nasıl yorumladığı ile ilgili. İnsanlar yüzyıllardır mektupla haberleşiyor bu şimdi mi problem oldu derseniz, evet. Çünkü artık buralarda muhabbet edip anlık iletiler gönderir olduk. Yani söylediklerimiz nispeten daha önemsiz bir hal almaya başladı. Her yazdığımızı ince eleyip sık dokumuyoruz. Fakat her halükarda söz uçup yazı kalıyor. Hızlıca yazılmış kelimeler başımızı çok ağrıtabilir. Çevremden duyuyorum tecrübeyle sabit. Benzer şeyler sms için de geçerli. Bu yüzden bu iletişim biçimleri beni tatmin etmiyor. Karşımdaki yaptığım espriye ahahaha :)) şeklinde karşılık vermesi de tatmin etmiyor. Belki hiç gülmeyip otomatikman bunu yazıyor. Ben karşımdaki insanın gülüşünü onun gözlerinde görmek isterim. Birileriyle bir şey paylaşıyorsam bu duyguyu hissetmek isterim, like almak değil.

  Ben neden aynı iş yerinde çalışan arkadaşımın kıyafetini beğendiğimi direkt olarak ona söylemiyorum illa ki fotoğraflarını mı like lamak lazım. Sağolsun Facebook bize tanıdıklarımızın doğum gününü hatırlatıyor. En azından onu arayıp doğum gününü kutlamak, sesini duymak yerine Facebook'tan mesaj gönderiyoruz. Böylece samimiyetsizlikte, bayramlarda gönderilen toplu sms'lerle yarışır hale geliyoruz. Benim, sevdiğim insanlara verdiğim değer bu olamaz.

Komikli videolar çok hoşuma gidiyor

  Bir başka sebep ise Facebook'un zaman öldürmek için çok müthiş bir mekan olması. Günün belli zamanlarında insanlar girip acaba ne olmuş diye bakma ihtiyacı hissediyor ki bu çok normal. Çünkü orayla aranızda bir bağ var ve yeniliklerden, mesajlardan haberlerden, dedikodulardan vs. haberdar olmayı da istemek çok doğal. Farmville ve benzeri yaratıcılıktan uzak oyunlar, komikli kedi videoları, başkalarının resimlerine bakıp yorum yapmak, gidilen mekanlarda abuk subuk resimler çekip reklam yapmaya çalışmak derken zaman su gibi akıp geçiyor. Peki elde ne var? Üzgünüm ama bazı insanların kedi videosu izlemekten daha önemli işleri olabilir. (Ben yalnızca tatil günleri izliyorum:) ahan da smiley.

  Tüm bunların yanında kimseyle paylaşmak istemeyeceğimiz kişisel bilgileri tamamıyla ticari bir kuruluşun eline teslim etmek acaba ne kadar mantıklı. Elbette ben dünyanın en önemli insanı değilim fakat Zukerberg de benim babamın oğlu değil. (en azından ben öyle biliyorum:) Başkalarının benim kişisel bilgilerime bu kadar kolay ulaşabilmesini ve bunları 3. kişilere satabiliyor olmasından hoşlanmıyorum. Acaba Facebook kullananların yüzde kaçı yeni gizlilik sözleşmesini okudu? Onu geçtim eskisinden haberi olan var mı:) Aynı şeyi hatta çok daha fazlasını Google'da yapıyor. Bu da başka bir yazının konusu olsun.



Grup kurma hevesi

  Artık nereye gitsem Facebook ta grup açtık oradan görüşelim deniyor. Mailin suyumu çıktı anlamadım. Gittiğiniz bir kursta, dernekte vs. iletişim kuralım deyince birisi çıkıp Facebook'dan grup açalım herkesin var zaten diyor. Yazılı iletişim için 2 temel yol var. Fiziksel yazışmalar için posta adresiniz ve elektronik yazışmalar içinse elektronik posta adresiniz. E-mail dediğimiz şey en temel araç aslında. E-mail hesabın yoksa zaten Facebook hesabı açamazsın. Yaptığın alışverişin bilgisi de buraya gelir iş başvurunun cevabı da. Yani ciddi bir iletişim aracıdır. Ben Facebook üzerinden iletişim kuran bilim adamı duymadım. Hali hazırda bir mail grubu varken neden Facebook ta grup açalım dediğinizde aldığınız cevap şu; Herkes maillerine bakmıyor:) Canım benim, sen 24 saat facebooktasın 1 dk da mailine bak bir zahmet. Peki Gmail'in yapamayıp da Facebookun yaptığı ne var dediğimde cevap şu; Hiç bir şey.

  Facebook hesabım yok dediğinizde aldığım cevap ise daima; ee aç bi tane. Bravo Anştayn! bu hiç aklıma gelmemişti. Angry birds oynamadığım için beynimdeki kıvrım sayısı onunkinden daha az elbette. Madem ki iletişimini ciddi bir mecra üzerinden yapmayı istemiyorsun demek ki ciddi bir şey anlatmayacaksın bana. Lay lay lom yapacak olan açsın grubunu hemen paylaşıma başlasın.


Sahi ya facebook yokken nasıl yaşıyorduk?

  Diyelim ki çok daha iyi bir platform geldi ve herkes Facebook'dan sıkıldı onu kapatıp başka bir profil mi açıcaz. Bunlar daha önce aah icq yok mu, msn in yok mu diyenlerle aynı kişiler olabilir:) İşte ben o tarihten beri maillerime düzenli olarak bakıyorum.

  Aslında İyi kullanıldığında faydalı platformlar bunlar. (Bkz. iyi polis:) Uzak mesafelerde yaşayan az samimi olunan tanıklarla iletişim kurmayı kolaylaştırıyor. En uç örnek olarak Arap baharında twitter sayesinde örgütlenen insanlar devrim yaptılar. Bunun yerine onlarda bizim gibi herkesin fotoğrafının altına canım çok tatlı çıkmışsın eheeh demek için de kullanabilirlerdi. Herkes devrim yapsın demiyorum ama bu tip abukluklara katlanamıyorum. Bunları sevenlere de lafım yok ama ben almıyım.

  Televizyon izlemede Dünya 2.si Facebook kullanımında Avrupa lideriyiz. Teknolojinin nimetlerini nasıl kullanacağımızı bilmediğimiz için yalnızca güzelim yurdumun insanlarının kredi kartı mağduriyeti diye bir problemi var. Bazı şeyleri çok yanlış anlıyoruz. (Romalılardan daha iyi dondurma yaptığımızı kanıtlamak için de testereyle kesip onunla ip atlıyoruz:) Madem her şeyi tek bir yerde topladık artık işe de gitmeyelim faceden grup kuralım, herkes yaptığı işi paylaşsın. Kazandığımızı paralarla da bahçelerimize soğan ekeriz:)

  Benim facebook kullanıcılarına saygım var lakin ben kullanmadığım için kimseden saygı beklemiyorum, farklı olmaya hiç çalışmıyorum yeter ki saygısızlık edilmesin. Çünkü herkes perspektifini monitörünün ekranı ile sınırlandırmak istemeyebilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder