11 Ağustos 2013 Pazar


  Bozuk yok! 

    Çok iyi hatırlıyorum ilk kez dört buçuk yaşında gitmiştim bakkala. O zamanlar çok kalabalık bir aileydik ve herkes bu olaya acayip sevinmişti. Ben ise o yaşta eve ekmek getirdiğim ocağımızı tüttürdüğüm için benim adıma seviniyorlar zannettim. Aradan yıllar geçti ve kız kardeşim ilk kez bakkala gittiği gün anladım gerçeği. Hoş bir sıcaklık kapladı içimi çünkü artık bayrağı gençlere teslim etmenin vakti gelmişti. Yıllardır yürüttüğüm getir götür işinden bu kadar kolay emekli olmayacaktım ama bu yeni yardımcım yükümü oldukça hafifletecekti. Aradan geçen yıllar boyunca değişmeyen tek şey ise para üstü olarak verilen sakızlardı. Sakız almaya gidip para üstü olaraktan sakız aldığımı bilirim. İşte bu yıllarda öğrendim bozuk paranın az bulunan kıymetli bir şey olduğunu:)

  Ticarette çığır açan bakkal komşumuz tedavülden kalkmak üzere olan 100 liralık 10 adet madeni parayı paketleyip 1000 liraya satışa çıkartmıştı. Bakkalın kafası bu tarz hilelerle doluydu. Bu onun avlanma stiliydi ve avlarının neredeyse hepsi çocuktu. Beni leblebi tozu denen illete alıştıran da bu bakkalın ta kendisiydi. Komşumuzun kızı tüm ikna çabalarıma rağmen parayla para satın aldı. İkimizde beş yaşındaydık ama o nitelik yerine niceliği seçti. Piyasadan kalkmak üzere olan bozuk paraları, hepsi bitene kadar her gün paket paket almaya devam etti. Bir koyup on alıyordu. Bozuk paraların gücüne daha fazla karşı koyamamış, gücün karanlık tarafına geçip aklını bozuk paralarla zehirlemişti. 

  Aradan yıllar geçti ama bozuk paraya olan özlem hiç azalmadı. Girilen dükkanlarda aldınız cevap aynı; Bozuk yok! Sizi kırmamak içinde çeşitli bahaneler uydururlar. Para bozdurmak için dükkandan küçük bir şey alsanız canları sıkılır. Kimi zamanda ihtiyacınız olan bir şeyi bozuk paranız olmadığı için alamazsınız. En yakın arkadaşım para bozdurmak için dükkan dükkan gezmek yerine atm sırası bekler ve yatırdığı parayı küsuratlı olarak çeker. 

  Annemin olaya yaklaşımı ise tamamen farklıdır. Küçük bir ödeme yapmak gerekiyorsa çoğu zaman bunu benden rica eder. Sendeki para ne oldu anne? diye sorunca, "Para bozulunca hemen harcanıyor." der. Küçük işlere bulaşmam, büyük oynarım mesajı verir. Olan benim üç kuşuma olur:) bkz. Emperyalizm.  


   En vahimi de taksicilerin bozuk paradan bihaber olmasıdır. Çok sık binmem ama bu zamana kadar bozuk parası olan taksiciye rastlamadım. Torpido gözünde Lidya'lılardan kalan tonla para vardır ama sorsanız bu adamlar bozuk paranın neye benzediğini bile bilmezler. 6,45 lira tutan taksi ücretini bozuğu olmadığı için 10 lira olarak tahsil eden taksiciyle karşılaşmak şaşırtıcı değil. Şimdi ben 3,5 lira fazla vereceğime sen 1,5 lira az al desem adamın aklına hemen torpido gözünde unuttuğu antik sikkeler gelecek. 

  Halk arasında "bozuk para" dediğimiz  madeni paralara demir para denmesine resmen uyuz olurum. "Hey dostum, Madeni parada demir yoktur. Onlar nikel, bakır ve alüminyum gibi metallerin manyetik olmayan alaşımlarından üretilir." Demek geçer içimden ama insanlar kim bu geri zekalı demesin diye söyleyemem içime atarım. Lakin tanıdık biri demişse hiç affetmem yakarım beynini:)

  Bu arada halen para üstünü sakızla veren esnaflar var:)) Şaka yapmıyorum bunu taktik olarak kullanan insanlar tanıyorum. Parayı dürüstçe kazanmak yerine küçük hesapların peşine düşmüş küçük insanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder