31 Ağustos 2013 Cumartesi
Hapşırdın mı? Öksürdün mü?
Hapşırırken Haappşııuuh! diye bağırıp ortalığı yıkmadığım ve peş peşe en az 4-5 kez hapşırdığım için insanlar bana bu saçma soruyu soruyor. Sanki dünyada merak edecek başka birşey kalmamış gibi. Adam evrenin tüm sırlarını çözmüş de sıra buna gelmiş gibi:) Hapşırık sesinin kişiden kişiye değiştiğini fark ettikten sonra ses efektinin bir mecburiyet olmadığını sesin sadece bir alışkanlık olduğunu anladım.
Bilindiği gibi hapşırık vücudumuzun toza karşı olan savunma sistemidir. Nefesimizle burnumuza giren ve burun kıllarına yapışmayı reddeden bir kısım kendini bilmez toz zerreciği burun mukozası tarafından nazikçe uyarılır. Uyarılara kulak asmayarak toz zerrecikleri akciğerlerdeki hava yardımıyla dışarı atılır. Popular Science Türkiye Ağustos sayısında dışarı atılan havanın hızının saatte 160km olduğunu ve en önemlisi de Çıkarttığımız faklı sesleri kendimizin uydurduğunu öğrendim. Öreneğin; Türkler "hapşuu" Çinliler "haçi" Filipinliler "haçing" Hintliler ise "açi" sesi çıkartıyormuş. İşitme engelliler ise hiç ses çıkartmıyormuş.
Adab-ı muaşeret kurallarına göre eğer varsa bir mendile hapşırılır mendil yoksa elin tersiyle ağız kapatılır. Elin hemen yıkanamayacağı durumlarda ise örneğin bir taşıtta iken elbisenin kol kısmına hapşırmak en iyi çözümdür.
Yeri gelmişken birkaç gereksiz bilgi daha; İnsanların %35'i yüksek ve kuvvetli ışığa maruz kalınca hapşırıyormuş. Ayrıca uyurken bu mekanizma kapalı olduğu için hapşırmamız mümkün olmuyor. Seri hapşırık gibi bazı özellikler genetik olarak nesilden nesile aktarılıyor. Ciddi bir uyarı, lütfen hapşırığımızı tutmayalım çünkü akciğerlerden gelen başınçlı hava ağız yada burundan çıkmazsa kulak zarı ve beyindeki kılcak damarlara zarar verebilir. Etrafımdakilere bunu söylemekten usandım, birde yazayım dedim belki yazılı halini daha ciddiye alırlar:)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder