24 Ağustos 2013 Cumartesi



Canımın İstanbul Fetişi, Gel De Gelsin Neşesi

Boğaz turuna katılmak ve yanınızdan geçen teknedeki insanlara uzaylı muamelesi yaparak el sallamak. 

Galata köprüsünde Haliç'in kirli sularına olta sallamak.

Boğazın serin sularında kulaç atmak.

Martılara simit atmak suretiyle vapurda Hitchcock seti yaratmak.

Yeni camide güvercinlere yem atmak.

Çılgın projelere ev sahipliği yapmak.

Ağzına kadar dolu olduğundan kapısı kapanmayan minibüse binip kıçınız dışarıda seyahat etmek. 

Karşının taksisine rastlamak ve taksicinin farklı kıtaları keşfetmesine yardımcı olmak.

Taksim metrosuyla arzın merkezine seyahat etmek.

Boş akbilden çıkan Nazgul çığlığını duymak ve umutsuzca "Fazla akbili olan var mı?" demek.

Midyecilere Mardin'li misin? diye sormak.

Her olimpiyata aday olmak fakat spor ve tesis anlamında sınıfta kalmak.

Açıkhavada konser dinlemek.

114 alışveriş merkezini sırayla ziyaret etmek.

İstanbul'daki 91 müzenin birkaçının önünden geçmek.

Avrasya maratonuna katılıp köprüyü sallamak.

Sünnetlik çocukları Eyüp'e götürüp erkekliğe ilk adımı attırmak.

Yabancı misafirlerinizi tarihi yarımadaya götürüp kültür şoku yaşatmak.

Metrobüsün ayaklarınızı yerden kesmesi. (kalabalıktan basacak yer yok:)

Yaşlıların Kanlıca'da yoğurt, gençlerin taksimde ıslak hamburger yemek istemesi.

Vapur iskeleye yanaşmadan atlamak.

Çayırda çimende kontrollü yangınlar çıkartıp et pişirmek.

Beyoğlunun arka sokakların da az kişinin bildiği kuytu bir mekan biliyor olmak. 

Adalarda fayton sefası yapmak.

Hazarfen'in Galata Kulesinden Kadıköy'e uçtuğuna inanmak.

Yedikule zindanlarının zindan olduğunu sanmak.

İstanbul'da yaşayıp Topkapı sarayının Topkapı'da olduğunu sanmak. Şaka değil var bu:)

Işık kirliliği yüzünden sönük yıldızlar altında romantizm yaşamak.

İstiklal caddesinde volta atmak.

Yeni yapılan bütün uydu kentlerin Taksim'e 5 dakika uzaklıkta olduğunu iddia etmesine binaen Taksim'in bir kara delik olduğunu düşünmek.

Eminönü'ndeki balık ekmek teknelerinin yarattığı kirliliğe maddi destek sağlayarak  zift olmuş yağda kızaran balıkları mideye indirmek.

Karaköy ve balat'ın hızla bozulan dokusuna üzülürken duruma çabucak ayak uyduran genç kaşiflere mutluluğuna şahit olmak.

500ES ile ışık hızına yaklaşmak (Bilmeyenler için kendisi bir parçacık hızlandırıcı değil, Esenler-Tuzla arasında çalışan otobüs hattıdır.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder