22 Ekim 2013 Salı


3D ne Bandım!

  Üç boyutlu görüntü teknolojisi modern insanın manasız fantezilerinden yalnızca bir tanesidir. Sinema ve televizyondaki 3D görüntü teknolojisi geride bıraktığımız yüzyılda büyük mesafe kaydetmesine rağmen bugün geldiği noktada ne yazık ki gözü yormaktan ve dikkati dağıtmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Zaman içerisinde farklı tekniklerin kullanılmasından mütevellit dönem dönem moda olan ve sinema televizyon endüstrisine güzel bir pazar yarattığı için tekrar ısıtılıp önümüze konan bir pazarlama stratejisidir aynı zamanda. Yani filmin içerisinde size doğru gelen bir civata, top yada kelebek görmek için kocaman ağır gözlükler takmak zorundasınız. Tabi gözlük yağlı ve çizikse onu da göremeyebilirsiniz:) Bunu yaparken filmdeki birçok detayı da görememek ve filmi olduğundan daha karanlık izlemek de cabası. Zaten benim takıldığım asıl noktada bu. Yok ben almıyım, hali hazırda gözlük takıyorum zaten diyorsanız çok şanslısınız artık iki tane gözlüğünüz olacak. İşin kötüsü vizyona giren birçok önemli yapım yalnızca üç boyutlu gösteriliyor. Bu sebeple çok arzu ettiğiniz bir filmi sinemada izlemek istiyorsanız o gözlükleri takmanız icap ediyor. Animasyon filmleri her yaşa hitap etse de, yalnızca çocukları götüreceğiniz saçma çizgi filmlerde 3 boyutlu gösteriliyor. Gözlük 4 yaşındaki küçük efenin kafasında durmuyor çünkü hepsi standart, sanki her kafa standartmış gibi:) 

   Birkaç ay önce yaşadığım bir anektodu aktarmak istiyorum. Sinema biletini henüz almış gişeden uzaklaşıyorduk ki, kız arkadaşının elinden tutan yağız bir delikanlı hızlıca gişeye yöneldi ve şöyle söyledi; "Üç boyutlu izleyebileceğimiz ne var." İşte o anda zaman çok yavaş akmaya başladı. Adam resmen filmini değil boyutunu seçiyor, vay arkadaş! demek ki bu tip adamların oluşturduğu pazar yüzünden 3D çilesi çekiyoruz.  Ağır ağır dönüp arkadaşıma baktıktan sonra. Gandalf vari bir sesle "Etrafında gördüğün dünya 3 boyutludur genç adam, bunun için bilet almana yada gözlük takmana bile gerek yok." yada hafif bir ses tonuyla "Kardeş, giriş katında 7 boyutlu sinema var. onu bi deneyeydin eyiydi?" Diyecektim ki, Kızın yanında çocuğun karizması çizilsin istemedim. Bildiğiniz üzere halk arasında erkeğe çocuk denir. Yanında bir hanımefendi varsa yaptığı tüm aptallıklara da müsamaha gösterilir. Birçoğumuz kızların yanında aptallaştığımız için birbirimizi anlar ve destek oluruz. Bunu feminizm ile karıştırmamak gerek zira biz kendimizi düşünürüz, İleride benzer bir durumla karşılaşırsak aynı anlayışı göreceğimizi biliriz.



  2 boyutlu bir yüzeyde 3 boyut algısını yaratmak için her iki göze ayrı görüntüler gösterip bunların beyinde birleştirilmesi sağlanmaktadır. Bugüne kadar kullanılan temel prensip bu olmasına karşın kullanılan teknikler farklıdır; 

Anaglyph; Bildiğimiz kırmızı-mavi gözlük lan bu! dediğinizi duyar gibiyim. Sinemada, televizyonda ve dergilerde kullanılan en eski 3 boyut yöntemidir. Renkler sıklıkla birbirine karışır ve çoğu zaman işe yaramaz. Yine de çok popüler ve eğlencelidir. Youtube'daki videoların bir çoğunu bu gözlüklerle izleyebilirsiniz. Hiç takmadığım halde bende 3 tane var:)

Polarizasyon sistemi; Bildiğimiz Stereoscopic gözlük lan bu! demediğinize eminim. Aslında bu polarize gözlüğün ta kendisidir. 1950'lerden sonra 3 boyutlu sinemada sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Gözlük camı yalnızca dikey yada yatay ışığı alacak şekilde tasarlanmıştır. Görüntü de iki ayrı projeksiyondan yansıtılır. Gelen ışıklar camla aynı şekilde polarize olmuşsa filtreden geçebilir. Para çektiğimiz Atm'lerde ki güvenlik filmleri de bu prensiple çalışır. İçerisindeki dikey sutünlar karşıdan bakınca ışığı geçirir ama biraz yandan bakınca hiçbirşey göremezsiniz. İşte bu yüzden polarize gözlüklerle film izlerken yalnızca gözü değil kafayı da hareket ettirmek gerekir. Bu anlamda tenis maçı izlemekten pek farkı yoktur:)

Active shutter 3D; Televizyon ve sinemada kullanılan bir yöntemdir. Projeksiyondan yada televizyondan gelen sinyaller sol gözlük camını kapatırken sağı açar. Sağı kapatırken de solu açar. Sinemada sağ ve sol gözünüz için ayrı ayrı saniyede 24'er kare, televizyonda 25'er kare görüntü izlersiniz. 

Interfrence Filter; Her bir göz için farklı oranlarda karışması gereken kırmızı yeşil ve mavi rengi kullanır. Bir anlamda Anaglyph'nin gelişmiş versiyonudur. Bunun için ışığın dalga boyunu kullanan karmaşık bir sistemi olsa da polarize gözlükteki gibi gümüş filmler kullanılmadığı için daha ucuzdur.

Autostereoscopy; "Gözlüksüz 3D" olarakta bilinir. Ekrandaki piksellerin açısını sağ göze ve sol göze farklı görüntüler gelecek şekilde değiştirmiştir. Sağ gözünüzle gördüğünüz pikseli sol gözünüzle göremezsiniz. Bu aynı zamanda şu demek oluyor; Ekrana tam karşıdan ve belli bir uzaklıktan bakmak zorundasın. Nintendo 3ds te bu mantıkla çalışıyor. Ne yalan söyleyeyim bununla 3 boyutlu oyun oynamak gerçekten eğlenceli ve bu alet size retinanızı yakmanız için iyi bir fırsat sunuyor. Neyse ki 3d özelliği kısılabiliyor yada tamamen kapatılabiliyor.   

1894; William Friese Green 3 boyutlu film sürecini tanımlayan ilk patenti aldı
1915; Edwin S. Porter ve William E. Waddell kırmızı-yeşil  gözlüklerle bir izleyici testi yaptı
1922: İlk 3 boyutlu film olan "The Power of Love" isimli reklam filmi gösterildi.
1952: İlk renkli 3 boyutlu film olan Bwana Devil gösterime girdi.
1986: IMAX 3D sistemi Vancouver'daki Expo'86 fuarında tanıtıldı. 

  Öyle bir tüketim toplumunda yaşıyoruz ki, Düz ekran çıkınca televizyonları değiştirdik.  Plazma, Lcd, Full HD, Led derken, 3D çıktı tekrar değiştir. Şu sıralar 4K modası var. Yani Full Hdx2. Yakında 4 boyutlu televizyonlar çıkarsa hiç şaşırmam. Bence bu televizyonlar çok satar zira 4. boyutta zamanı büküp, kaçırdığınız programları izleyebilirsiniz. Hemde gözlüksüz:) 

Kaynaklar; NatGeo, The Guardian, IGN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder